Türkiye’de internete sansür yok
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, NTV canlı yayınında Ahmet Ergen’in sorularını yanıtladı.
İnternetle ilgili bu adımı neden atmaya ihtiyaç duydunuz?
Mevcut yasa ihtiyaçlara cevap veremez hale geldi. Sizin kişisel, şahsınıza yönelik, ailenize yönelik uygunsuz video veya resimler söz konusu oldu. Bunu birileri internet ortamına koydu ve yayınlamaya başladı. Böyle bir durumda siz ne yapacaksınız? Diyelim sizin şahsınıza yönelik çok değişik hakaretler küfürler edildi, yalan yanlış ifadeler kullanıldı, sizinle ilgisi olmayan ithamlarda bulunuldu. Ne yapacaksınız? Cevap yok. Önce içerik sağlayıcısına şahıs olarak başvuruyorsunuz ve iki gün bekliyorsunuz. Belki hemen engellenmesi gereken bir yayın. İki gün sonra mahkemeye başvuruyorsunuz ve üç gün içinde mahkeme karar veriyor. Diyelim ‘Ahmet Bey’le ilgili bu yayının kaldırılması gerekli’ dedi. Siz o kararı alıp içerik sahibine götürüyorsunuz. Ama bu arada içerik dağıldı tabii. İçerik sahibi yurtdışındaysa hiçbir kurumun Türkiye’de bulunan size karşı yapılmış olan bu içerik konusunda yetkisi yok. Siz mağdursunuz kim koruyacak hakkınızı? Mevcut yasamızdaki bazı maddelerin hiç uygulanabilirliği yoktu. Özellikle kişilik haklarının korunması ve özel hayatın gizliliği konusunda sonuçlanmış bir tane netice yok.
Türkiye’nin suç saydığı bir eylem yurtdışındaki içerik sağlayıcıları bağlıyor mu?
Bir şey ifade etmeyebilir onlar için. Sizin mahkeme kararınız birçok hususta da uygulanmamıştır. Mevcut yasada eliniz konulunuz bağlı. Ne sizin yapabileceğiniz ne de devletin yapabileceği bir şey var.
Şimdi nasıl bir düzenleme geliyor?
Son bir haftadır basında çıkan haberler; ‘internete sansür, internet siteleri kapatılacak, fişleme yapılacak’ buna benzer hiçbir geçerliliği olmayan ifadeler. O tasarıyı alıp ne var içinde diye baktıklarını zannetmiyorum. Gerçekten baksalar bir sansür uygulamadığımızı net olarak görecekler. Mevcut düzenlemede vardı sansür. Sizin şahsınıza yönelik diyelim çok somut bir hakaret söz konusu. İnternet sayfasının bir satırında var diyelim mahkeme o beş günün sonunda içeriğin çıkarılması yönünde karar veriyordu ve içerik çıkmayınca site kapatılsın diyordu. Mevcut düzenleme bu. Özellikle internet sitelerinin kapatılması yönünde mahkemelerimiz karar alıyordu. Yeni düzenlemede mahkemelere diyor ki ‘sadece ve sadece o sayfayı, o paragrafı engelleyeceksin’ diyor. Site yine internetle ilgili uygulamalarına devam edecek ama sadece ve sadece suç teşkil eden ve mahkemenin karar verdiği bölümü çıkaracaklar. Sansür diyorlar yine bununla ilgili hapis cezaları vardı. Biz bu hapis cezalarını kaldırıp para cezalarına çeviriyoruz.
Özellikle biz büyük yer ve içerik sağlayıcıları Türkiye’ye çekmek istiyoruz, yatırım yapmalarını istiyoruz. O nedenle hapis cezasını para cezasına dönüştüren bir düzenleme yaptık.
Özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini düşünen bir kişi bunun için ne yapacak?
İki konu var burada kişilik haklarının korunması ve özel hayatın gizliliği. Sizinle ilgili internette bir yerde hakarette bulunuldu, size küfürler edildi, yalan yanlış bilgiler edildi bunlar kişilik haklarının ihlaline yönelik hususlar. Bir makale olabilir, bir video olabilir, bir ses kaydı olabilir. Bir de bizzat sizin şahsınızı ilgilendiren, ailenizi ilgilendiren uygunsuz fotoğraf, video hemen engellenmesi gereken hususlar söz konusu olabilir. Kişilik haklarının ihlali söz konusu olduğunda iki gün beklemek zorunda değilsiniz. İçerik ve yer sağlayıcısına başvuru yapabiliyorsunuz yine ama kişilik haklarınızın ihlal edildiğini tespit ettiğiniz an mahkemeye başvuru hakkınız var. Mahkeme 24 saat içinde kararını vermek zorunda. Mahkeme kararından sonra bu karar erişim sağlayıcıları birliğine gönderilecek. Bu birlik o mahkeme kararını 4 saat için uygulayacak. Mevcut düzenlemede mahkeme kararı ya siteyi kapatıyordu ya da içeriği çıkarın diyordu. Mahkeme kararı uygulanamıyordu. Ama şu anda hemen süreci hızlandırıyoruz hem uygulanabilir hale getiriyor hem de internet sitesinin tamamen kapatılmasını engelliyoruz. Siz mahkeme kararını alıp kapı kapı dolaşmıyorsunuz mahkeme kararını birliğe veriyorsunuz. Burada vatandaşımızın mağduriyetin önlenmesidir.
Özel hayatın gizliğindeki süreç biraz daha farklı. Eğer bizzat özel hayatınıza yönelik bir müdahale söz konusuysa, uygunsuz olan bazı video olabilir, ailenize yönelik uygunsuz ifadeler videolar söz konusu olabilir. Bunu tespit eder etmez TİB’e başvuruyorsunuz ve o da erişimm sağlayıcıları birliğine gönderiyor başvurunuzu ve birlik 4 saat içinde engellemeyi yapıyor. Ama bu geçici bir engelleme. Sonra mahkemeye gidiyorsunuz ve 48 saat içinde kararını veriyor mahkeme. O karar doğrultusunda erişim sağlayıcıları birliği kararı sağlıyor. Ancak diyelim gecikmesinde son derece sakınca bulunan bir içerik söz konusu. Ekranda bir dakika bile kalmaması gereken bir görüntü söz konusu. Anayasamızda da var bu. Böyle bir durumda TİB başkanı doğrudan erişimi engelleme yetkisine sahip. Ancak buna mahkeme kararı da açık.
İnternette trafik bilgilerinin belli bir süre saklanmasına yönelik bir madde var bu tasarıda. Buna niye ihtiyaç duyuldu? Ve bu madde ile birlikte acaba sadece trafik mi yoksa içerikle ilgili bir sıkıntı olacak mı tartışmaları dolayısıyla başladı.
Özellikle internetle uğraşan sivil toplum örgütlerimizin bununla ilgili bazı olumsuz açıklamalar yaptığını gördüm. İnternetle uğraşan kesimlerin dünyadaki gelişmeleri bilmesi gerekiyor, gelişmiş ülkelerdeki düzenlemeler nedir, Amerika’daki düzenlemeler nedir bunlara vakıf olması gerekiyor. Avrupa Birliği direktifi diyor ki; 6 aydan 2 yıla kadar trafik bilgilerini tutmak zorundasınız. Biz bu direktifi tasarımıza koyduk. İçerik konusunda bilgi sahibi olabilecekler mi konusunda bir kere burada kaydedilen sadece ve sadece trafik bilgileri. İçeriğine yönelik bilginin saklanması yasak. Bunu yer sağlayıcılar yapacak trafik bilgilerini saklamayı. Diyelim bir terörist yargılanıyor ve mahkeme bunun geçmiş 6 ayının internet ortamında kimlerle bağlantı kurduğunu anlamaya çalışıyor. Mahkeme bu trafik bilgilerini istiyor, TİB’de sadece bu mahkemeye gönderiyor bu bilgileri. Yargı kararı olmadan bu bilgilere ulaşılması söz konusu değil. Bu bilgileri muhafaza edenler bir şekilde bu trafik bilgilerini 3. şahıslarla paylaşırlarsa bunun 6 yıla kadar hapis cezası var.
Burada bir birlik söz konusu. Bu konuda iki eleştiri var. Birincisi yükümlülük altına giren servis sağlayıcıları kendiliğinden bir sakınca yaratacağını düşündüğü içerikle ilgili sansürlemeye gidebilir eleştirisi var. Yine bu birliğin tekelden internetin takibini yapabileceği gibi endişeler var. Acaba yasada bunları önleyici hükümler var mı?
Bu eleştirileri yapanlar yasayı dikkatli okumamış sanıyorum. Birliğin böyle bir yetkisi yok. Birlik bu trafik bilgilerini birlikte tutmayacağız yer sağlayıcılar tarafından tutulacak ama birlik vasıtasıyla temin edilecek. Diğer konuda internet ortamı gayet açık istediğinizi yapabilirsiniz. Ama bir kişilik hakkı ihlali söz konusuysa sadece o sayfa mahkeme kararı söz konusuysa kapatılacaktır. İnternetin kapatılması söz konusu değildir. Ama toplumda da internet ortamında da erişim sağlayıcıları, yer sağlayıcıları, içerik sağlayıcıları hangi kesimi düşünürseniz düşünün kendi içlerinde de bir otokontrol mekanizmasının gelişmesi gerekir. Gerçekten bu bilgi doğru mudur, etik olarak böyle bir videoyu yayınlamak ne derece doğru, bu şahsın özel hayatına müdahale ediyorum diyebilmesi lazım. Toplumun bu tür hadiseler karşısında çok ciddi reaksiyon göstermesi lazım.
İnternet ucuzlayacak şeklinde bir açıklamanız vardı haftasonu. Nasıl bir düzenleme yapıldı veya yapılacak?
Özellikle paketlere ilişkin kota ve hızla ilgili hususlar Türk Telekom tarafından belirleniyordu. Ama bu yeni düzenleme ile Türk Telekom’dan uygulama şartları belirlenmiş paketler yerine toptan internet kapasitesi satan alanlar almış oldukları kapasiteyi kendisi istediği şekilde kullanacak. Bu da internette ciddi bir ucuzlamaya gidileceğinin göstergesi olacak diye düşünüyorum.
Dövizdeki yükseliş 3. köprü ve 3. havalimanı gibi önemli finansman gerektiren projelerde bir gecikmeye yol açar mı?
Bizim takvimimizde bir sağma söz konusu değil. Biliyorsunuz Mayıs 2013 tarihinde Türkiye hem ekonomik açıdan hem büyük projelere yönelik büyük adımların atılmasına yönelik girişimlerin başladığı zamandır. O tarih itibariyle hem faiz, hem enflasyon itibariyle hangi boyutuyla bakarsanız bakın ekonominin çok güçlü bir noktada olduğunu görüyoruz. O tarihten itibaren hükümetimize yönelik çok ciddi itibarsızlaştırma kampanyası başladı. Ama halkımız vatandaşlarımız emin olsunlar bunlar çok kısa sürede neticelenecek ve geçici olan hususlar. Biz çok daha hızlı büyümeye devam edeceğiz. Türkiye büyümeye ve güçlenmeye devam edecek.
Trafik kazalarıyla ilgili son birkaç gündür haberler geliyor. Burada sıkıntı nerede?
Kış şartlarından dolayı trafikte aksamalar özellikle kaza oranlarının arttığını görüyoruz. Ama bunun ötesinde hızla ilgili özellikle lastiklerin istenilen düzeyde standartta olmaması nedeniyle oluşan kazalar da var. Bunlar üzerinde çalışmaya başladık. Özellikle bu lastik konusunda ne yapabiliriz nasıl bir yaklaşım içinde olabiliriz çalışma yapıyoruz. Hız konusunda da kamyonlarımız otobüslerimiz takograf kullanıyorlar bunların sayısala dönüştürülmesi gerekiyor. Ama bu son aylarda trafik kazasından hayatına kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bakanlıklarımız koordineli olarak gerekli önlemleri almaya gayret edeceğiz.